12 Mart 2012 Pazartesi

Baba olmak

Bizler yani yeni nesil annelerin şanslı olduğunu düşünüyorum. Çünkü eşlerimiz çocuk sevgisini, baba olmayı, bir babanın sorumluluklarını çok iyi anlıyor, bizlerle empati kuruyor, sorumluluk paylaşıyor ve baba sevgisini çocuklarına hissettiriyorlar. En azından ben ve benim çevremdeki çoğu ailede bu durumu gözlemliyorum.

Anne sevgisi bir bebeğin, bir çocuğun doğuştan sahip olduğu bir hazine diye düşünüyorum, baba sevgisi de öyle olmalı. Baba uzak bir kavram, maddi bir sorumluluk imajı, çalışmanın anlamı olarak çocuk zihninde yerleşmemeli. Baba demek korunmak demek, baba demek sevilmek demek, baba demek güç demek, oyun demek, sıcacık bir yürek demek, bazen küçülen oyun arkadaşı olan dev adam demek, sofrada kahkaha demek, annenin yüzünü gülümseten ışık demek, ayakkabıları bağlamayı ilk öğreten demek, ilk arabayı alan, ilk saati takan demek, bisikletin yanından ilk koşan, denizde güven ile suyun üzerinde ilk tutan, ilk kamp ateşini yakan, ilk ilk ilk demek olmalı.

Biz ailemizde tüm bu kavramları yaşatmak için işimiz ne kadar yoğun olursa olsun, zamanımız ne kadar dar olursa olsun elimizden geleni yapıyoruz. Biz ailemizde anne ve baba kavramının çocuğumuzun zihninde en güvenli, en sevgi dolu, en sağlıklı şekilde anlamlanması için anne baba olarak çok çalışıyoruz. Biz seveni sarılan, dokunan, kucaklayan, sevgisini hissettiren ebevenyleriz ve böyle olmaya devam edeceğiz.

Herkesin sadece bir dakika durup düşünmesini rica ediyorum gerçekten çocuklarımıza büyüdüklerinde bizimle ilgili asla yıkılmayacak kuvvetli hisler armağan etmek için her şeyi yapıyor muyuz yok sa hala yapmamız gereken farklı şeyler var mı? Unutmayalım herkes bizim kadar şanslı olmayabilir, kendimizi bir kez daha bilinçlerdirdiğimiz gibi çevremizi de bilinçlendirelim.

Çocuklar anne ve babalarını koşulsuz seviyorlar, onlara verdiğimiz 1 saatin bile onlar için ne kadar değerli olduğunu bilmek ister misiniz?

Küçük bir hikaye...

Adam yorgun argin eve dondugunde bes yasindaki oglunu kapinin onunde kendisini beklerken buldu. cocuk babasina, saatte ne kadar para kazandigini sordu. zaten yorgun gelen adam, ogluna “bu senin isin degil” diyerek karsilik verdi. cocuk dayatti:
– “Babacigim lutfen bilmek istiyorum” dedi.
Adam: “Bu kadar cok bilmek istiyorsan soyleyeyim, saatte 20 dolar kazaniyorum.”
bunun uzerine cocuk, babasindan bir istekte bulundu:
– “Peki babacigim, bana 10 dolar borc verir misin?” dedi.
adam, daha cok sinirlendi:
– “Benim senin sacma oyuncaklarina ya da benzeri seylerine ayiracak param yok. hadi derhal odana git ve kapini kapat.”
cocuk . sessizce odasina cikip, kapisini kapattiktan sonra, adam sinirli sinirli dusunmeye basladi:
– “Bu cocuk nasil boyle seylere cesaret eder?” dedi kendi kedine.
aradan bir saat gecmis, adam biraz daha sakinlesmisti. cocuguna, parayi neden istedigini bile sormadigi geldi aklina. yukariya, cocugun odasina cikti ve yataginda uzanan cocuguna, uyuyup uyumadigini sordu.
– “Hayir uyumuyorum” diye yanitladi cocuk.
adam, cocugundan ozur diledi:
– “Sana az once sert davrandigim icin uzgunum ama uzun ve yorucu bir gun gecirdim, yorgundum” dedi.
ve elindeki parayi uzatti:
– “Al bakalim istedigin 10 dolari “tesekkurler babacigim” dedi.
ve yastiginin altinda . sakladigi burusuk paralari cikardi, elindeki parayla birlestirdi, tumunu tane tane saymaya basladi. oglunun yastik altindan para cikarip saydigini goren adam, yine sinirlendi:
– “Paran oldugu halde neden benden para istiyorsun?” diye bagirdi, “benim senin sacma cocuk oyunlarina ayiracak zamanim yok.”
cocuk, babasinin bagirmasina aldirmadi bile:
– “Fakat yeterince param yoktu ki… ancak simdi tamamlayabildim” dedi…
ve elindeki paralarin tumunu babasina uzatti.
– “İste sana 20 dolar babacigim, simdi bir saatini alabilir miyim?”

0 yorum:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı