28 Ocak 2012 Cumartesi

Öyle bir sevgi ki...

Öyle bir sevgi ki, anlatılması, yazılması imkanız. Beni kim anlar ? Tabi ki anne arkadaşlarım anlar.

2002 yılının başlarında haber aldık kuzumuzun ailemize katılacağını. Zor bir 9 ay , doktor değişikliği, son ana kadar soru işaretleri ve Kasım ayının 25 in de güzel bir sabahta ona kavuşma anı. Karşılıksız ve koşulsuz sevginin ne demek olduğunu o an anladım. İlk önce ne yapacağımızı bilemedik, kuzumuza alışmaya çalıştık tabi o da bize. Uykusuz hem de çoook uykusuz geceler. O zaman tabi twitter yok, internet anneleri yok. Geceleri bana sıcacık anne mesajları ile destek olacak arkadaşlar yok. BBG evi izlerdim sabahlara kadar uyumadan kucağımda canım ile. Gözlerime bakardı ve o küçücük dudakları ile sıcacık gülümserdi.


Sonra alıştık birbirimize anne,baba,oğul olduk. Artık tam bir aile gibi hissediyorduk. Paylaşımlar, iletişim, gülücükler, aaaeee diye seslenmeler başladı. Sevgili patronumuz oldu kendisi. O uyuyorsa kapıya mesajlar asılır, evin önünden tren geçerken herkes korku ile birbirine bakardı. Ama benim kuzucuğum etkilenmedi seslerden. Müzik dinlettik, hep Mozart, Bach, Vivaldi dinledi hem karnımda hem doğduktan sonra. Ve biliyor musunuz halen gece yatırdığımda anne müzik açar mısın diyor

Günler, aylar birbirini kovaladı ilk dişler, ilk yemekler, ilk adımlar, ilk sözcükler geldi peşi sıra. Artık annelik benim için hayatın vazgeçilmesi ,korkulması gerekmeyen sevgiyle taçlanmış bir süreçti. Sonra bir gün baktık birbirimize ve evet dedik artık sosyalleşme zamanı biraz arkadaş lazım sana. Evimize yakın bir ana okuluna başladık. İlk günümüz Türk filmlerini aratmayan bir sahne idi, o ağlıyor ben ağlıyorum. İkinci, üçüncü, dördüncü gün aynı sahne. Tamam dedim ben dayanamayacağım eve götüreyim. Öğretmenleri hayır dediler bir iki gün daha sabredin. Sonra bir mucize oldu ve kuzu okula alıştı. Paylaşmayı, arkadaşlığı, düzeni, saatlere göre hareket etmeyi öğrendi. Kurallar hayatına okul ile girdi. Evde kural yok muydu? Tabi ki vardı, bununla birlikte daha küçük olduğundan okul da topluluk içinde bu kuralları üçüncü şahıslar tarafından duymak onun farkındalığını yükseltti.

Sonra bir gün başlayalı kısa süre olan okula bir fotoğraf yüzünden veda ettik. Benim kuzum gözlüklü, doğuştan hipermetrop ve 1 yaşından bu güne gözlük kullanıyor. Numarası gözlük ve kapatma uygulaması sayesinde 2 ye kadar düştü şu anda. İşte bir gün sınıfın duvarlarında çekilmiş toplu fotoğraflarda gözlüksüz olduğunu gördük ve sorduk.

Meğer fotoğraf çekilirken çıkartmışlar gözlüğü, kusur mu bu dedik. Özürler geldi. Ve biz kuzumuzu aldık gittik.

Burada anne ve babalara bir küçük not ; Lütfen çocuklarınızın göz muayenesini çok erken dönemlerde yaptırın. Özellikle ailelerde genetik olarak göz hikayeleri var ise bu şart. Göz tembelliği o zaman 6 şu anda 9 yaşına kadar tedavi edilebiliyor. Bu yaştan sonra kalıcı oluyor ve çocuğunuz gelecekte çok istediği bir mesleği sırf muayeneler sırasında göz tembelliği tespit edildi diye yapamayabiliyor.

HAYDİ ANNE BABALAR EĞER HALA YAPTIRMADIYSANIZ GÖZ KONTROLÜNE!!!

Sonra şimdi ki okulumuzun ana sınıfına başladık.  Okulla birlikte aktiviteler, temsiller başladı. Anneler günü kutlamalarına bir kutu kağıt mendil ile giden bendim. Herkesle merhabalaşarak başlayan gösteriler benim şişmiş ve kızarmış gözlerimi görenlerin gülümsemeleri ile son buluyordu.

Yeni yemekler, yeni yerler ve sonra ben çalışan bir anne olduğum için yazları anneanne ile yazlığa gitmeler başladı. Tabi gidiş günü yaklaştıkça beni saran o tarifi imkansız sıkıntı. Gidiş anında dökülen gözyaşları, her seferinde seneye göndermeyeceğim diyen ben arabanın arkasından ağlaya ağlaya el sallarken…

Böyle hızlıca anlatmak ne kadar kolay görünüyor, ya her bir kelimenin arkasında yatan fedakarlık, uykusuz geceler, iyi bir anne miyim sorgulamaları, yeterince yemek verebiliyor muyum soruları, hasta oldu acaba ince mi giydirdim sorgulamaları. Derken yüzmeyi öğrendi, yazlığı çok sevdi. Ben de gitsin o zaman dedim çünkü o kadar güzel besleniyor ve güneş ışığı ile öyle bir serpiliyordu ki her ne kadar ayrılık beni çok üzse de onun sağlıklı görüntüsü ikna olmama yetti.

Büyüdükçe bağlanıyor çocuklar anne babalarına. Erkek çocuklar ile anneleri arasında ise yaşayınca gördüm, gerçekten farklı bir bağ var. Ben oğlumu hep seven, sarılan, öpen bir anne oldum. Eşim ile birlikte hep sevgi verdik ve o da bebekliğinden itibaren sevmeyi, sarılmayı, dokunmayı öğrendi, sevdi. Uzak ve yalnız hissetmemeli çocuklar kendilerini. O yüzden her zaman çocuklarımızla iletişim halinde olmalı, onları sevmeli, öpmeli anne baba sıcaklığını hissettirmeliyiz. Çok küçükken aşılanan sevgi ve güven duygusu sayesinde çocuklar ergenlik döneminde anne babalarına yakın oluyorlar. Çocuklarımız ergenlik döneminde bize ne kadar yakın olurlar ise onları anlamamız, bazı olası tehlikelerden korumamamız ve bizde hiçbir şeyi saklamamaları o kadar mümkün oluyor.

Hastalıklar yaşadık, yorgunluklar yaşadık, sevinçler mutluluklar yaşadık. Yeter ki onlar iyi olsun , yeter ki hastalanmasınlar, üzülmesinler.

Şimdi karşımda oturuyor ve o sevgi dolu gözleriyle bana bakıp “Annecim seni çok seviyorum” diyor. Benim yine gözlerim doldu. Size ilkokula başlamamız ve bugünlere kadar yaşadıklarımızı anlatacağım. Şimdi hala bana bakan tatlı kuzumu öpmeye , sarılmaya gidiyorum.

İyi ki anneyim ve iyi ki bu tarifsiz duyguyu yaşıyorum.    

HAYDİ SARILALAIM KUZULARIMIZA

Sevgiyle Kalın…

1 yorum:

iremko dedi ki...

Yüreğine saglık :) hepimizin hikayeleri farklı olsa, duygular ortak... Anneliğin ilk gunlerindeki korkular bir anda sanki yıllardır anneymissin ya da zaten böyle doğmuşsun gibi bir hisse bırakıyor yerini enteresan :))
Çevredekilerin demelerine gore ben biraz erken anne oldum ama iyi ki de olmuşum diyorum böylesine bir duyguyu sırf işyerinde yükselmek icin ertelemek saçmalık olurmuş (kendi adıma tabiiki :))
Sevgiler...

Not : buarada göz muayenesi hakkında haklisin göstermek lazım hatta bizimkini götürmek istiyorum ama bildigim bebek icin iyi bir doktor yok askında Fulya tarafında cok ünlü bı doktor var ama o da 3ay sonraya randevu veriyor ... Siz kuzuyu kime görülmüştünüz ?

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı