Her zamanki gibi bir Toscana filmi ile devam ediyoruz. Hiç bir zaman bıkmayacağım manzaralar, küçük meydanlar, tarlalarda rüzgarla yuvarlanan saman balyaları, burnuma gelen espresso kokusu, bağ bozumu ve mor üzüm salkımları, Greve'de gece yarısı sunulan adaçayı ile pişmiş et, lavantalara konan şişman bal arıları ve daha neler neler...
İstanbul'da aşayan ve çalışan biri için bir Toscana filmi her zaman tatlı bir moladır. Tazelenmektir, sevgiyi, güzellikleri hatırlamaktır.
Jeremy Taylor (Joshua Jackson) edebiyat alanında bir yerlere gelmeye çalışan fakat bunun için daha çok çabalaması gereken bir yazardır. Çalıştığı yayın evi genç yazarı İtalya’nın kırsal kesiminde yaşayan ünlü yazar Weldon Parrish’i (Harvey Keitel) kendileriyle çalışmaya ikna etmesi için Tuscany’ye gönderir. Jeremy zamanla Weldon’ın kızı Isabella’yla (Claire Forlani) yakınlaşmaya başlar. İlk başlarda kendisine karşı tepkili olan Weldon’la zaman içinde iletişim kurar. Weldon, Jeremy’nin içinde saklı olan yeteneği açığa çıkarma görevini üstlenir. Fakat ustanın da öğrencisinden hayata dair öğrenecekleri vardır.
Keyifle izlemenizi dilerim.
Toscana'da kalın, sevgiyle kalın...
Ondasole
NELER VAR?
En cok okunan yazilarim
-
Benim iki babam vardı, bugün ikisi de yok. Önce kendi babamı tanıdım, öğrendim, keşfettim. Bebekken, çocukken, öğrenciyken, oyun oynarken,...
-
İbrahim Kuşlu, Çini’ye can veren sanatçı İbrahim Bey’in eserlerinden ilk kez harika şef Ömür Akkor sayesinde haberim oldu. Geçtiğimiz yıl ...
-
Gurunzi ile ilk tanışmam sevgili arkadaşım Ayşe Kucuroğlu aracılığı ile oldu, daha sonra beni ofisimde ziyaret ettiler ve gerek yaklaşımla...
Etiketler
- Alışveriş (3)
- Anne ben (9)
- Bakış Açısı (5)
- Genel (1)
- Görün Bilin Tanıyın İstediklerim (7)
- Haftanın sözü (8)
- İş dünyası (4)
- izlemeyi sevdiklerim (6)
- Sevdiğim Markalar (3)
- Seyahat (2)
1 yorum:
mahvoldum ben! anlattığın detaylar off mis missss
Yorum Gönder