31 Aralık 2011 Cumartesi

Anne ben...

Bebekleri olan arkadaşlarımdan gelecek için bu yazıyı okumalarını rica ediyorum. Bebeklikte yönlendirmek, kendi istediğim gibi giydirmek, kendi istediğim yere götürmek ve hatta doğum günlerine oğlumun henüz arkadaşı olmadığı için kendi arkadaşlarımı davet etmek ne kadar da kolaydı diye düşündüm.
Şimdi Ege 10 yaşına girdi, onu yetiştirirken her konuya özen gösterdik elimizden geldiğince. Davranışlarına, gelişimine, izlediği programlara, yediği yemeklere, yanında konuşulan konulara, kullanılan kelimelere dikkat ettik. İlk kez çocuk yetiştirdiğimiz için eğitimci kimliğimiz ile olabildiğince uzmanlara danışarak, okuyarak doğru adımları atmaya gayret ettik. Sonra baktık ki Ege elleri kirlendiğinde yıkıyor, oyuncaklarına özen göstererek oynuyor, hiçbiri evde geçmeyen ve kullanılmaması gereken kelime kullanmıyor. Hadi dışarı çıkalım dediğimizde benim seçtiğim ve onun için mutlulukla hazırladığım üzerinde şirin kamyonlar, renkli oyuncaklar olan kıyafetlerini hiç itiraz etmeden giyiyor. Hatta kışın onu kat kat giydirdiğimde bile sesini çıkarmadan gülümsüyor. Tamam her şey yolunda biz istediğimiz ölçülerde çocuğumuzu yetiştirdik derken sosyalleşme dönemi başladı. Burada önemli bir nokta tabi ki sizin genetik özellikleriniz, alt kültürünüzün beraberinde getirdikleri, aile içi iletişim, çocuğunuza gösterdiğiniz sevginin yoğunluğu ve aileden gelen ve sonradan kazandırılan davranışsal özellikler çok önemli bir temel teşkil ediyor. İşte sosyalleşme başladığında biz bu temelin önemini fark ettik. Çocuğunuz farklı ailesel ve kişisel özelliklere sahip yeni arkadaşlar edindikçe ilk dönemlerde sizin kazandırdığınız davranışlar yerine onlarınkini model almayı tercih ediyor. Sizin aylarca itina ile vermek istediğiniz bir mesajı almamakta ısrar edip, okulda öğretmeninin bir kez söylemesi ile bunu kural kabul edip uygulamaya başlıyor. Bu zaman zaman sizi üzecek, ben neden yapamıyorum diyeceksiniz.
Bebekliğinde gecelerce onun için uyumadım, her şeyi çocuğum için kontrol altında tutmaya çalıştım diyeceksiniz. Üzülecek inanın bir şey yok. Sosyalleşen oğlum artık sadece kendi istediği kıyafetleri giymek istiyor, her zaman onu dışarı çıkmaya ikna edemiyoruz, oyuncaklarını kendi seçiyor, bazen hiç kullanmadığınız kelimeleri bir konuşma sırasında ondan duyduğunuzda şaşkınlık içerisinde kalıyorsunuz. Bununla beraber tüm bu yaşananlar çocuklarımızın birey olmalarının bir göstergesi, artık onlar kendi kararları ve fikirleri ile toplumun içerisinde söz sahibi olmak üzere ilerliyorlar. Her şey değişebiliyor, rahat olun değişmeyen tek şey özleri. İşte bu yazıyı yazma amacım da buydu. Lütfen bebeklikten itibaren çocuklarınıza iyiyi doğruyu mesaj olarak verin, tekrarlayın, çocuklarınızı sevin ve sürekli iletişim kurun. Ana okulu, okul öncesi dönemlerinde arkadaşlarına değer verdiğinizi hissettirin, arkadaşları ve özellikle aileleri ile tanışın. Kurallar çok önemli pozitif disiplin dediğimiz iletişim kurarak kuralları öğrenmelerini ve benimsemelerini sağlayın çünkü kalıcı oluyor. Sevgi, dokunmak, sarılmak çok önemli…Sevgiyle büyüyen çocuklar çevrelerindeki olumsuzluklardan daha az etkileniyor ve aileleri ile paylaşmayı daha çok tercih ediyorlar.

Yazımız sürecek….

0 yorum:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı